Sesli Arama 2017’de SEO Alanını Nasıl Etkileyecek?
Geçtiğimiz yıllarda Siri gibi pek çok “asistan” görevini üstlenen özellik ile tanıştık. Telefon ve hatta bilgisayarlarımızdan gerçekleştirdiğimiz bu interaktif konuşmalar bir süre sonra bir bağımlılık haline geldi. Siri ya da herhangi bir sanal asistan bizim en yakın arkadaşlarımızdan biri ve hatta derdimize çare bulan biri haline geldi.
Yapılan bir araştırmaya göre 2015 yılında sesli arama bir ay içinde sıfırdan 50 milyar aramaya kadar çıkmış. Geçtiğimiz günlerde ise Google günümüzde mobil üzerinden yapılan aramaların yüzde yirmisinin sesli aramalardan oluştuğunu ve bu oranın günden güne yükseldiğini söylüyor.
Bu noktada sesli arama içinde bulunduğumuz seneyi ve ileriki dönemleri nasıl etkileyecek? Hangi konular öne çıkıyor olacak ve nelere dikkat etmemiz gerekecek?
Mobil kullanımı artıyor
Google’ın mobil kullanım konusundaki duyurusunu da göz önünde bulundurduğumuzda genel olarak küresel olarak yapılan aramaların yarısı mobil üzerinden gerçekleştiriliyor. Bu yarı yarıya oran bile Google’a yetmiş olmalı ki mobil öncelikli indeksleme anlayışını bize ve çoğu sektördeki pazarlamacılara şimdiden tanıtmaya ve benimsetmeye başladı.
Sesli aramayı benimsemeden önce yapmanız gereken Google’ın mobil uyumlu testine girmek olabilir. Bunu kontrol edebilmeniz için pek çok site ve araç bulunuyor, siteniz için bir proje üretip anahtar kelimeleri hedefleyip ilgili sayfayı seçerek sitenizi gerekli testlerden geçirebilirsiniz. Bu noktada teknik özellikleri göz önünde bulundurup sayfa kullanılabilirliğini gözden geçirmenizde fayda var.
Kullanılabilirliğin yanı sıra bütün kaynaklarınızı kontrol edin ve mobil sitenizin CSS, JavaScript, görsel ve video içeriklerini engellemediğinden emin olun. Ayrıca pek çok mobil Flash’ı desteklemediği için Flash kullanmamayı da düşünebilirsiniz.
Anahtar kelimelere yeni bir bakış açısı
Kullanıcılar klavye aracılığıyla aradıkları kelimeleri ya da içerikleri sesli aramada başka bir şekilde arayabilir. Bilindik bir dil kullanımı yerine doğal sesler ve sorular ortaya çıkabilir. Bu konuda Rank Tracker adlı araç size oldukça yardımcı olabilir.
Sohbet odaklı içerikler
Yazarken belli kalıplar kullanarak yazışıyoruz, öyle değil mi? Ancak işin içine ses girdiğinde işler biraz değişiyor.
SEO uzmanlarına göre ses öne çıktığı an içeriği tekrar tasarlamak gerekiyor. Müşterinizin konuşma tarzını anladıktan sonra daha sağlıklı bir yol izleyebilirsiniz. İkinci olarak, kullanıcılar genellikle acil bir şekilde arama yapma ihtiyacı duydukları için sesli aramayı kullanıyor. Google bu anları “mikro-anlar” olarak adlandırıp 4 farklı çeşitte sınıflandırıyor. 4 çeşit bilmek, gitmek, yapmak ve satın almak eylemlerine odaklı. Müşterilerinizin acil durumda ne sorduklarını araştırıp sorularına göre hızlı cevaplar yaratabilir, SSS sayfası açabilir ya da bu konuya ilişkin sosyal medya gönderileri çıkabilirsiniz.
Konum önemini koruyor
Konum aramaların neredeyse yüzde sekseninde oldukça önemli bir rol oynuyor. Sesli aramaların çoğunun bile konum bazlı olduğunu düşünürsek bu sonuç oldukça normaldir. Konumun önem arz etmesi web sitenizin yerel arama için doğru bir şekilde düzenlenmesi gerektiğini anlamına geliyor.
Web siteniz için Google My Business Page (Google İşletmem Sayfası) açıp açıklama, kategori ve görsel gibi bütün gerekli detayları yükleyerek işe başlayabilirsiniz. Yorumlar da bir o kadar önemlidir. Fotoğraf bölümüne işletmenizi yansıtan ve aynı zamanda profesyonelliğini kuran görseller yüklemeye çalışabilirsiniz.
Son olarak, sesli aramayı şu şekilde özetleyebiliriz: gerçekten çok yakın bir zamanda sanal asistanlar bizim için restoranda yer ayırtabilecek ve hatta bilet satın alma işlemlerimizi bile gerçekleştirebilecek. İstediklerimizin çoğu ise arama aracılığıyla olacak –ki bu da SEO için yeni bir pazar kapısı açıyor olacak. Önümüzdeki dönemde bu konuda nasıl gelişmeler yaşanacağını hep beraber göreceğiz. Yeni gelişmeleri beklerken de gerekli hazırlıkları yapmamızda fayda var.
Kaynak: Bionluk