HTML Açılımı ve HTML’in Anlamı
HTML Kısaltmasının Açılımı
İngilizce Hyper Text Markup Language cümlesinin baş harflerinden oluşur, Türkçe anlamı ile Hiper Metin İşaret Dili olarak çevirilir. Biz bu cümleyi kısaca HTML olarak biliyoruz. HTML, İnternet ortamında veri paylaşımı adına kullanılan en yaygın metin tabanlı dildir.
HTML, Programlama Dili Olarak Tanımlanır Mı?
Bir programlama dili olarak sınıflandırılmaz. Çünkü HTML kodları kullanılarak, tek başına çalışabilen bir program yazılamaz. Fakat bu dili yorumlayabilen kapasitedeki programlar aracılığıyla çalışabilen programlar meydana getirilebilir. Yalnız başına bir programlama dili olarak tabir edilememesinin sebebi tam olarak budur. Asli görevi yazı, görüntü, video gibi çeşitli verileri ve bunları barındıran web sayfalarını birbirine temel düzeyde bağlamak, buna istinaden bahse konu olan sayfaların ağ tarayıcı yazılımlar aracılığıyla doğru biçimde görüntülenmesi adına gerekli kuralları belirlemektir.
Standartları Kim Belirliyor?
W3C tarafından standartlaştırılarak geliştirilir. HTML5 dediğimiz 5. versiyonuna ulaştırılmıştır.
- Published in Teknoloji, Web Tasarım
Bir Gün Herkes Freelancer Olacak
“Sevdiğiniz bir işi yapın, böylece hayatınız boyunca bir gün bile çalışmış sayılmazsınız.” demiş Konfüçyüs. Freelance çalışmak nasıl diye sorarlarsa verilebilecek en iyi cevap budur herhalde. Plazaların içine hapsolmuş beyaz yakalı modern kölelerin dünyasında kendi kendinin patronu olmak biraz ütopik dursa da aslında zor değil. Tek ihtiyacınız olan biraz cesaret ve özgüven. Her geçen zaman niye daha fazla insanın freelance çalışma düzenine geçtiğini merak ediyor musunuz? Zorluklarının yanı sıra freelance çalışmanın pek çok avantajı var. Bunlardan en önemli üçünü sizin için derledim.
Freelancer’a her yer ofis
İhtiyacınız olan tek şey bir laptop ile internet bağlantısı, hatta ikincisi bazen gerekli olmayabilir bile. Dizüstü bilgisayarınızı sırt çantanıza atıp istediğiniz yere gidip çalışmak size de cazip gelmiyor mu? Sıkıcı ofis ortamları yerine gün içinde farklı yerlerde çalışmak hem üretkenliğinizi hem de yaratıcılığınızı besler. Bazen parkta bir ağacın altında, bilmediğiniz bir şehirde şirin bir kafede, bir terasta, yazın deniz kenarında serin bir rüzgar eşliğinde, hatta plajda limonatanızı yudumlarken… Ve hatta evde vakit geçirmekten keyif alanlar için yatakları, balkonları, salondaki o inanılmaz rahat kanepe… Pijamalarınızla çalışma fikri size de mükemmel gelmiyor mu? Eğer “çalıştığınızı unutan” anneniz ya da ev arkadaşınız tarafından bölünmediğiniz sürece tabii. Anneniz bir iş ortasında gelip büyükbabanızın kuzeninin halasının kızının kayınçosunun eltisinin kızının evleneceğinden bahsedebilir mesela. Hem de uzun uzun.
Kendinizin patronu olun
Bunaltıcı ve baskıcı kurallardan, her sabah ve akşam bütün enerjinizi tüketen trafikten, bir de üstüne acaba geç mi kalacağım, gören olur mu geriliminden bıktınız mı? Patronunuzun sizden daha düşük eğitim seviyesine sahip olması canınızı içten içe sıkıyor ama bir şey diyemiyor musunuz? Toplantıdaki en kötü fikirlere bile “Bence mükemmel!” demekten ve patronunuzun soğuk esprilerine gülmeye çalışmaktan sıkıldınız mı? Özgürlük, bir istifa dilekçesi kadar uzağınızda. Elbette ister iş hayatına yeni girmiş olun ister uzun yıllardır çalışın düzenli işinizi bırakıp bir anda freelance olmak kolay bir karar değil. Ancak kendinizi disipline etmeyi başardığınızda profesyonel yaşamda kendi kendinizin patronu olmanın ve inisiyatif kullanmanın ne kadar tatmin edici olduğunu anlayıp iyi ki freelancer olmuşum diyeceksiniz. Böylece kendi çalışma saatlerinizi belirler, izin almak için bir sürü kişiden onay beklemek zorunda kalmazsınız.
Yeni şeyler öğrenin
Eğer siz de rutinden sıkılan, yeni yerler görmekten, yeni şeyler yapmaktan, sürekli yeni şeyler öğrenmekten keyif alan biriyseniz her gün aynı şeyleri yaptığınız işiniz sizi tatmin etmeyebilir. Freelance çalışırken hangi müşteriyle çalışacağınıza, hangi işi kabul edip hangisini etmeyeceğinize kendiniz karar verdiğiniz için istediğiniz zaman farklı işler alarak kendi sınırlarınızı zorlar, bundan da keyif alabilirsiniz. Bazen bildiğiniz ve iyi olduğunuz bir konuyu seçerken bazen de yepyeni bir konu üzerinde çalışıp yeni şeyler öğrenerek kendinizi de geliştirmiş olursunuz. Bir gün kendinizi bir şiiri çevirirken bulursunuz, ertesi gün ise akademik bir makaleyi redakte ederken.
Kaynak: Bionluk
- Published in E-Ticaret, Grafik, Teknoloji, Web Tasarım
Sesli Arama 2017’de SEO Alanını Nasıl Etkileyecek?
Geçtiğimiz yıllarda Siri gibi pek çok “asistan” görevini üstlenen özellik ile tanıştık. Telefon ve hatta bilgisayarlarımızdan gerçekleştirdiğimiz bu interaktif konuşmalar bir süre sonra bir bağımlılık haline geldi. Siri ya da herhangi bir sanal asistan bizim en yakın arkadaşlarımızdan biri ve hatta derdimize çare bulan biri haline geldi.
Yapılan bir araştırmaya göre 2015 yılında sesli arama bir ay içinde sıfırdan 50 milyar aramaya kadar çıkmış. Geçtiğimiz günlerde ise Google günümüzde mobil üzerinden yapılan aramaların yüzde yirmisinin sesli aramalardan oluştuğunu ve bu oranın günden güne yükseldiğini söylüyor.
Bu noktada sesli arama içinde bulunduğumuz seneyi ve ileriki dönemleri nasıl etkileyecek? Hangi konular öne çıkıyor olacak ve nelere dikkat etmemiz gerekecek?
Mobil kullanımı artıyor
Google’ın mobil kullanım konusundaki duyurusunu da göz önünde bulundurduğumuzda genel olarak küresel olarak yapılan aramaların yarısı mobil üzerinden gerçekleştiriliyor. Bu yarı yarıya oran bile Google’a yetmiş olmalı ki mobil öncelikli indeksleme anlayışını bize ve çoğu sektördeki pazarlamacılara şimdiden tanıtmaya ve benimsetmeye başladı.
Sesli aramayı benimsemeden önce yapmanız gereken Google’ın mobil uyumlu testine girmek olabilir. Bunu kontrol edebilmeniz için pek çok site ve araç bulunuyor, siteniz için bir proje üretip anahtar kelimeleri hedefleyip ilgili sayfayı seçerek sitenizi gerekli testlerden geçirebilirsiniz. Bu noktada teknik özellikleri göz önünde bulundurup sayfa kullanılabilirliğini gözden geçirmenizde fayda var.
Kullanılabilirliğin yanı sıra bütün kaynaklarınızı kontrol edin ve mobil sitenizin CSS, JavaScript, görsel ve video içeriklerini engellemediğinden emin olun. Ayrıca pek çok mobil Flash’ı desteklemediği için Flash kullanmamayı da düşünebilirsiniz.
Anahtar kelimelere yeni bir bakış açısı
Kullanıcılar klavye aracılığıyla aradıkları kelimeleri ya da içerikleri sesli aramada başka bir şekilde arayabilir. Bilindik bir dil kullanımı yerine doğal sesler ve sorular ortaya çıkabilir. Bu konuda Rank Tracker adlı araç size oldukça yardımcı olabilir.
Sohbet odaklı içerikler
Yazarken belli kalıplar kullanarak yazışıyoruz, öyle değil mi? Ancak işin içine ses girdiğinde işler biraz değişiyor.
SEO uzmanlarına göre ses öne çıktığı an içeriği tekrar tasarlamak gerekiyor. Müşterinizin konuşma tarzını anladıktan sonra daha sağlıklı bir yol izleyebilirsiniz. İkinci olarak, kullanıcılar genellikle acil bir şekilde arama yapma ihtiyacı duydukları için sesli aramayı kullanıyor. Google bu anları “mikro-anlar” olarak adlandırıp 4 farklı çeşitte sınıflandırıyor. 4 çeşit bilmek, gitmek, yapmak ve satın almak eylemlerine odaklı. Müşterilerinizin acil durumda ne sorduklarını araştırıp sorularına göre hızlı cevaplar yaratabilir, SSS sayfası açabilir ya da bu konuya ilişkin sosyal medya gönderileri çıkabilirsiniz.
Konum önemini koruyor
Konum aramaların neredeyse yüzde sekseninde oldukça önemli bir rol oynuyor. Sesli aramaların çoğunun bile konum bazlı olduğunu düşünürsek bu sonuç oldukça normaldir. Konumun önem arz etmesi web sitenizin yerel arama için doğru bir şekilde düzenlenmesi gerektiğini anlamına geliyor.
Web siteniz için Google My Business Page (Google İşletmem Sayfası) açıp açıklama, kategori ve görsel gibi bütün gerekli detayları yükleyerek işe başlayabilirsiniz. Yorumlar da bir o kadar önemlidir. Fotoğraf bölümüne işletmenizi yansıtan ve aynı zamanda profesyonelliğini kuran görseller yüklemeye çalışabilirsiniz.
Son olarak, sesli aramayı şu şekilde özetleyebiliriz: gerçekten çok yakın bir zamanda sanal asistanlar bizim için restoranda yer ayırtabilecek ve hatta bilet satın alma işlemlerimizi bile gerçekleştirebilecek. İstediklerimizin çoğu ise arama aracılığıyla olacak –ki bu da SEO için yeni bir pazar kapısı açıyor olacak. Önümüzdeki dönemde bu konuda nasıl gelişmeler yaşanacağını hep beraber göreceğiz. Yeni gelişmeleri beklerken de gerekli hazırlıkları yapmamızda fayda var.
Kaynak: Bionluk