Web sitesi nedir sorusuna genel bir açıklama getirmek istiyoruz. Web sitesi nedir sorusuna verebileceğimiz en kısa cevap: İnternet ağında barınan grafik tasarım ve web yazılım dilleriyle şekillendirilmiş bir tanıtım ve paylaşım biçimidir. Web siteleri veya diğer bir ismiyle internet siteleri online mecrada yayınlandıkları adresler vasıtasıyla kendilerini ulaşılabilir kılarlar, bu teknolojik altyapı oluşumu sayesinde tıpkı sokak dükkanları veya sokak tabelaları gibi kendi tanıtımlarını yapıp ziyaretçilerinin kendilerine erişmelerini sağlayabilirler. Web siteleri, barındırma sunucularında yerleşik olarak bulunur ve alan adı çözümlemesiyle ulaşılabilirler. Internet tarayıcı programları aracılığıyla bilgisayar ekranlarında görüntülenir ve kullanıcısıyla etkileşime geçebilirler.
Web Sitesi Nedir Konusunu Detaylandıralım
Bir web sitesi yalnızca tek sayfadan ibaret olabileceği gibi içten içe gezilebilen sayfalar yumağı halinde de konumlandırılmış olabilir. Kimi web siteleri yalnızca statik bir yapıya sahiptir ancak içerik bakımından zenginleşmiş web siteleri dinamik bir yapıda tasarlanmış ve kodlanmıştır. Kodlama esnasında HTML, CSS, JS, Asp.Net, PHP vb. yazılım çeşitleri ile yoğurularak çalışır duruma gelir. Web tasarım ajanslarının ürettikleri bir hizmet ürünü olarak satıcılarıyla buluşan web siteleri birçok amaçla kullanılıp satış, tanıtım, öğrenim, öğretim, etkileşim, paylaşım ve haberleşme amaçlarına hizmet eder. Bu alanlarda sundukları kaynağı internet kullanıcılarıyla buluşturmak için bir aracı görevi görürler
Web Sitesi Türlerine Örnekler
1- Online satış siteleri
2- Haber siteleri
3- Oyun siteleri
4- Tanıtım siteleri
5- Blog siteleri
6- Kurumsal web siteleri
7- Kişisel web siteleri
8- Paylaşım siteleri
9- Forum siteleri
Web Sitesi Nedir Sorusuna Detaylı Bir Açıklama Getirmeye Çalıştık
Bu makaleyi beğendiğinizi umuyoruz, bir başka blog yazısında görüşmek dileğiyle.
Bir çok şirket responsive yani ekranın boyutuna göre duyarlı tasarımı Google tarafından önerildiği için kullanmakta. Google’ın algoritması yüzünden responsive siteler daha çok göze batmakta. İşte Google’ın neden responsive sevdiğine dair bir kaç sebep;
Tek url ile kullanıcılarla paylaşmak daha kolay kılıyor!
Google kullanıcılarına en iyi arama motoru olduğunu kanıtlamak istiyor. Önemli bir nokta bu konuda paylaştığı sitelerin gerektiği kadar güzel olması.
Bu ayrıca işiniz içinde iyi. Ne kadar fazla müşteriyle paylaşılırsa o kadar çok satış trafiğine sahip olacaksınız.
Mobil sitelerde genel hataların riskini azaltıyor!
Ekranın içine sığmama, yavaş açılmak hatta hiç açılmama gibi problemler olabiliyor. Mobil sitelerde çıkan bu problemler responsive tasarımla ortadan kalkmakta. Sektörünüzde müşteri kaybetmekten daha çok uzakta oluryorsunuz bu sayede.
Herhangi bir yönlendirmeye gerek kalmıyor.
Sitenizin girdiğiniz cihaza göre başka urllere yönlendirmiyor bu sayede siteniz daha hızlı açılıyor ve Google arama motoru için ekstra avantaj sağlıyor.
Googlebot sitenizdeyken kaynaklarınızın tasarruf etmesi sağlanıyor!
Ve sonunda, Google responsive tasarımı seviyor çünkü sitenizi gezerken ve indekslerken daha az kaynak çekiyor. Eğer web siteniz tek bir url’ye sahipse, Googlebot sadece tek bir iş yapmak zorunda kalıyor. Eğer masaüstü ve mobil url’leri varsa o zaman o kadar kolay olmuyor.
Yani, responsive tasarımı kullanmamızın genel nedeni sitenizi sayfa sıralamasında daha üstte görmek istemeniz. Eğer Google’da önde çıkmak istiyorsanız ve kullanıcıların iyi bir performans almasını sağlamak istiyorsanız responsive tasarımı yaptırmanız gerekiyor.
Küçük işletmeniz için Twitter’ı bir pazarlama aracı olarak kullanmalı mısınız? Bazı girişimciler için Twitter’ın nasıl kullanılacağını öğrenmek zor olabilir. Bunun sizin için doğru cevap olup olmadığını, eğer öyleyse işletmeniz için nasıl daha fazla Twitter takipçisi kazanacağınızı bilmiyor olabilirsiniz. Ama sorun yok. Bu makale her şeyi netleştirecek. İlk önce neden sorusuyla başlayalım.
İşletmeniz neden Twitter kullanmalı?
Twitter şirketinin hakkında sayfasına göre, Mayıs 2017 itibariyle platformu kullanan 313 milyondan fazla aylık kullanıcı var. Ayrıca her gün 500 milyondan fazla tweet gönderiliyor. Bu rakamlar en azından bazı müşterilerinizin potansiyel Twitter takipçisi olarak bu platformu kullandığını ve bunun sizin için bir şans olduğunu ortaya koyuyor. O zaman neden bağlantı kurmak için bunu bir fırsat olarak kullanmayasınız ki?
Twitter bir pazarlama aracı olarak nasıl çalışıyor?
Twitter’da satış ya da pazarlama yapmanın imkânsız olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Her zaman olmasa bile, insanları bir şeyler almaya, haber bültenlerinize abone olmaya ya da şirketinizle ilişki kurmaya yöneltecek 140 karakter uzunluğunda bir Tweet atmanız mümkün.
Bu kadar insan sürekli olarak havuza bu kadar çok tweet eklerken, her dakika değişen haber kaynaklarında dikkat çekmek bazen en büyük zorluk olabiliyor. Neyse ki, tweet’leriniz ve hesabınız Twitter’ın arama fonksiyonu sayesinde bulunabiliyor. İnsanlar yer, etkinlik, konu, popüler hashtag’ler ve ilgi alanlarıyla alakalı her konu temelinde arama yapıyor. Bu, birilerinin (ki onlara potansiyel Twitter takipçisi de diyebiliriz) sizin sunduğunuz şeyleri arıyor olabileceği anlamına geliyor.
Aklınızdaki konularla ilgili tweet atmaya başlamadan önce, strateji geliştirmeye biraz zaman ayırın. Hedef kitleniz ve işletmenizle ilgili ilgi alanları hakkında bilgi edinin. Sonra Twitter için bir pazarlama planı oluşturun (100 tweet atmak ve önünüze geleni eklemek bir plan değil, zaman israfıdır).
Daha fazla Twitter takipçisi kazanmak için 11 öneri
- Twitter profilinizi tümüyle doldurun.
- Hedef kitlenizi bulun.
- Listeler oluşturun.
- İnsanlarla iletişime geçin.
- Aktif bir Twitter hesabınız olsun.
- Twitter sohbetlerine katılın.
- Etkinliklerle ilgili sohbetlere katılın.
- Twitter kullanıcı adınız, web sitenizde görünür olsun.
- Blog yazısı yayınladığınızda bunu sosyal medya hesaplarınızda da paylaşın.
- Twitter’daki popüler trendleri kullanın.
- Twitter kullanıcılarını bulmanıza yardım edecek bazı sosyal araçlar kullanın.
İşletmeniz için nasıl daha fazla Twitter takipçisi kazanacağınızı öğrenmek, bir gecede sıfırdan milyonlara ulaşacağınız anlamına gelmiyor. Bu, zaman alacak. Uğraşmanız ve araştırma yapmanız gerekiyor. Bunları yapmak sizin için kolay değilse, markanızın büyümesi için bir sosyal medyacı ile çalışabilirsiniz.
Eğer yola tek başınıza çıkacaksanız Twitter hesabınızla kendiniz ilgilenecekseniz, varlığınızı artırmak ve Twitter’ı bir pazarlama aracı olarak kullanmak için bazı önerilerimiz şöyle:
1. Twitter profilinizi tümüyle doldurun.
Bir ilgi alanı ya da yeri lokasyonu çalışıyorsanız, profilinizin bunu yansıtması gerekiyor. İnsanlar kim olduğunuzu ve neden onlara hitap ettiğinizi bilmiyorlarsa, sizi takip etmelerini sağlamak gerçekten zor olacaktır.
2. Hedef kitlenizi bulun.
Twitter’da belirli sohbetleri dinlemeyi sağlayan bir arama kutusu var. Belirli bir grup arıyorsanız, onların kullanabileceği bir kelime ya da ifade ile arama yapabilirsiniz. Twitter, o konuyla ilgili konuşanların bir listesini gösteriyor; siz de ya sohbete katılabilir ve bu kitleyle iletişim kurabilirsiniz ya da onları takip edebilirsiniz. Ya da gelecekteki pazarlama kampanyaları için bu kişileri bir listeye ekleyebilirsiniz.
Normal arama terimlerinin yanı sıra hashtag terimlerini de arayabilirsiniz. Belirli bir hashtag kullanan tüm tweet’ler aynı gruba dahil edilir, böylece o konu hakkında yorum yapan tüm kişileri bulmak kolay olur.
3. Listeler oluşturun.
Twitter’da ulaşmak istediğiniz kişilerin bir listesini yapın. Bu kullanıcılarla iletişim kurmaya, onları takip etmeye ve onlara da sizi takip etmeleri için bir neden vermeye odaklanın. Listenizi düzenli olarak güncellemeye de dikkat edin çünkü bu özellikle bir pazarlama kampanyası yürütürken ve geri bildirim için belirli kişilere ulaşmak istediğinizde geri dönüp bakmanız açısından kolaylık sağlar.
4. İnsanlarla iletişime geçin.
Twitter’ın varlığının BÜYÜK bölümü bu. Her sosyal ağ gibi Twitter’ın da amacı iletişim kurmak. Gün boyu Twitter’a bir şeyler atabilirsiniz ama insanlarla sohbetlere katılmaya çalışmıyorsanız muhtemelen hızla göz gezdirilenler arasında yer alacaksınız.
5. Aktif bir Twitter hesabınız olsun.
İnsanlar aktif olan insanları takip eder. Twitter’da ne kadar çok ilginç şey paylaşırsanız, insanlar profilinizi o kadar sık ziyaret eder (ve Tweet’lerinizi paylaşır). Bu da Twitter takipçisi edinme şansınızı artırır.
6. Twitter sohbetlerine katılın.
Twitter sohbetleri, üzerine odaklanılan konularla ilgilenen kişilerin dikkatini çekmek için tartışmaları yönlendirme konusunda kullanışlı bir alandır. Örneğin, #Blogchat her Pazar günü bloggerlar için düzenleniyor. Birçok kişinin ve bazen de özel konukların katıldığı bu sohbetlerde genelde önceden belirlenmiş bir konu ele alınıyor.
7. Etkinliklerle ilgili sohbetlere katılın
Etkinliklerle ilgili sohbetlere katılmak, Twitter takipçisi edinmek ve daha görünür olmak açısından işletmeniz için oldukça faydalı olabilir. #BlogHer16 ve #Inbound16 gibi bazı etkinlikler, önemli bilgilerle doluydu. Bu etkinliklere katılmamış olsanız da, sohbete dahil olabilir ve insanların tweet’lediği içerikleri paylaşabilirdiniz. Bunu yapmak, kaynağınızda işinizle ilgili içeriğin oluşmasına yardım eder ve aktif görünmenizi sağlar. Ayrıca etkinliğe katılan kişiler sizin sohbete katıldığınızı görür ve özellikle de onların içeriğini retweet’lediğinizde sizi takip etme olasılıkları artar.
8. Twitter kullanıcı adınız web sitenizde görünür olsun.
Twitter’daysanız, buradaki hesabınızı web sitenize eklemelisiniz. Twitter linkini blogunuzun kenar çubuğuna, iletişim sayfasına, ön sayfaya ya da hakkında sayfasına eklemeyi deneyin. Ancak spotları akıllıca seçin, çünkü bunun gereğinden fazla görünmesini istemezsiniz.
9. Blog yazısı yayınladığınızda bunu sosyal medya hesaplarınızda da paylaşın.
Bir blog yazısı yazdığınızda bazen insanlara makaleye ulaşmaları için blogdaki yorum bölümü dışında başka bir yol sunmak isteyebilirsiniz. Arada okuyucuları sizi Twitter’da (ya da başka bir sosyal ağda) takip etmeye ve makaleyi retweet’lemeye teşvik edin. Bu, para ödemeden kendinizi tanıtmanıza yardımcı olur.
10. Twitter’daki popüler trendleri kullanın.
Twitter trendleri konusunda dikkatli olun. Trende ve sizin buna nasıl tepki verdiğinize bağlı olarak, yaptıklarınız ters tepebilir. Trendleri dikkatle seçin ve yorumlarınızın spam gibi değil, zevkli görünmesini sağlayın. ‘Trending topic’lerle, yani o anda popüler olan başlıklarla ilgili aktif olarak yorum yapan kişilerle etkileşime girmek, etkileşim kurmak açısından daha iyi olabilir, ancak kiminle sohbet başlatacağınızı seçerken yine zeki davranın.
11. Twitter kullanıcılarını bulmanıza yardım edecek bazı sosyal araçlar kullanın.
Daha fazla Twitter takipçisi bulmak fazlalıklara yol açabilir, bu nedenle bağımsız hizmetler bazı hesapları elemeye yardım edebilir. Aşağıdaki araçlar aktif olan kişileri bulmanıza yardım eder. Bu araçlar Twitter kullanıcılarını kategori ve ilgi alanına göre ayırır:
- ManageFlitter
- Twitter Counter
- Twiends
Sonuç
İşte tüm olay bu. Nasıl daha fazla Twitter takipçisi kazanacağınızı merak ediyorsanız, bu 11 öneriyi göz önünde bulundurarak hareket edin ve takipçilerinizin sayısının nasıl arttığını izleyin. Ve elbette size takipçi satmak isteyen hizmetler konusunda dikkatli olun.
Size gerçek kullanıcılar verdiklerini öne sürebilirler, ama bu hesaplar genelde gerçek kişilere ait değildir. Genelde gizli amaçları vardır ve kendinize ait organik bir takipçi kitlesine sahip olmanız çok daha iyidir. İşletmeniz için nasıl daha fazla Twitter takipçisi kazanacağınıza dair bu önerileri yerine getirirseniz, değerli bir takipçi kitlesine sahip olabilirsiniz. İyi şanslar!
“Sevdiğiniz bir işi yapın, böylece hayatınız boyunca bir gün bile çalışmış sayılmazsınız.” demiş Konfüçyüs. Freelance çalışmak nasıl diye sorarlarsa verilebilecek en iyi cevap budur herhalde. Plazaların içine hapsolmuş beyaz yakalı modern kölelerin dünyasında kendi kendinin patronu olmak biraz ütopik dursa da aslında zor değil. Tek ihtiyacınız olan biraz cesaret ve özgüven. Her geçen zaman niye daha fazla insanın freelance çalışma düzenine geçtiğini merak ediyor musunuz? Zorluklarının yanı sıra freelance çalışmanın pek çok avantajı var. Bunlardan en önemli üçünü sizin için derledim.
Freelancer’a her yer ofis
İhtiyacınız olan tek şey bir laptop ile internet bağlantısı, hatta ikincisi bazen gerekli olmayabilir bile. Dizüstü bilgisayarınızı sırt çantanıza atıp istediğiniz yere gidip çalışmak size de cazip gelmiyor mu? Sıkıcı ofis ortamları yerine gün içinde farklı yerlerde çalışmak hem üretkenliğinizi hem de yaratıcılığınızı besler. Bazen parkta bir ağacın altında, bilmediğiniz bir şehirde şirin bir kafede, bir terasta, yazın deniz kenarında serin bir rüzgar eşliğinde, hatta plajda limonatanızı yudumlarken… Ve hatta evde vakit geçirmekten keyif alanlar için yatakları, balkonları, salondaki o inanılmaz rahat kanepe… Pijamalarınızla çalışma fikri size de mükemmel gelmiyor mu? Eğer “çalıştığınızı unutan” anneniz ya da ev arkadaşınız tarafından bölünmediğiniz sürece tabii. Anneniz bir iş ortasında gelip büyükbabanızın kuzeninin halasının kızının kayınçosunun eltisinin kızının evleneceğinden bahsedebilir mesela. Hem de uzun uzun.
Kendinizin patronu olun
Bunaltıcı ve baskıcı kurallardan, her sabah ve akşam bütün enerjinizi tüketen trafikten, bir de üstüne acaba geç mi kalacağım, gören olur mu geriliminden bıktınız mı? Patronunuzun sizden daha düşük eğitim seviyesine sahip olması canınızı içten içe sıkıyor ama bir şey diyemiyor musunuz? Toplantıdaki en kötü fikirlere bile “Bence mükemmel!” demekten ve patronunuzun soğuk esprilerine gülmeye çalışmaktan sıkıldınız mı? Özgürlük, bir istifa dilekçesi kadar uzağınızda. Elbette ister iş hayatına yeni girmiş olun ister uzun yıllardır çalışın düzenli işinizi bırakıp bir anda freelance olmak kolay bir karar değil. Ancak kendinizi disipline etmeyi başardığınızda profesyonel yaşamda kendi kendinizin patronu olmanın ve inisiyatif kullanmanın ne kadar tatmin edici olduğunu anlayıp iyi ki freelancer olmuşum diyeceksiniz. Böylece kendi çalışma saatlerinizi belirler, izin almak için bir sürü kişiden onay beklemek zorunda kalmazsınız.
Yeni şeyler öğrenin
Eğer siz de rutinden sıkılan, yeni yerler görmekten, yeni şeyler yapmaktan, sürekli yeni şeyler öğrenmekten keyif alan biriyseniz her gün aynı şeyleri yaptığınız işiniz sizi tatmin etmeyebilir. Freelance çalışırken hangi müşteriyle çalışacağınıza, hangi işi kabul edip hangisini etmeyeceğinize kendiniz karar verdiğiniz için istediğiniz zaman farklı işler alarak kendi sınırlarınızı zorlar, bundan da keyif alabilirsiniz. Bazen bildiğiniz ve iyi olduğunuz bir konuyu seçerken bazen de yepyeni bir konu üzerinde çalışıp yeni şeyler öğrenerek kendinizi de geliştirmiş olursunuz. Bir gün kendinizi bir şiiri çevirirken bulursunuz, ertesi gün ise akademik bir makaleyi redakte ederken.
Kaynak: Bionluk
Geçtiğimiz yıllarda Siri gibi pek çok “asistan” görevini üstlenen özellik ile tanıştık. Telefon ve hatta bilgisayarlarımızdan gerçekleştirdiğimiz bu interaktif konuşmalar bir süre sonra bir bağımlılık haline geldi. Siri ya da herhangi bir sanal asistan bizim en yakın arkadaşlarımızdan biri ve hatta derdimize çare bulan biri haline geldi.
Yapılan bir araştırmaya göre 2015 yılında sesli arama bir ay içinde sıfırdan 50 milyar aramaya kadar çıkmış. Geçtiğimiz günlerde ise Google günümüzde mobil üzerinden yapılan aramaların yüzde yirmisinin sesli aramalardan oluştuğunu ve bu oranın günden güne yükseldiğini söylüyor.
Bu noktada sesli arama içinde bulunduğumuz seneyi ve ileriki dönemleri nasıl etkileyecek? Hangi konular öne çıkıyor olacak ve nelere dikkat etmemiz gerekecek?
Mobil kullanımı artıyor
Google’ın mobil kullanım konusundaki duyurusunu da göz önünde bulundurduğumuzda genel olarak küresel olarak yapılan aramaların yarısı mobil üzerinden gerçekleştiriliyor. Bu yarı yarıya oran bile Google’a yetmiş olmalı ki mobil öncelikli indeksleme anlayışını bize ve çoğu sektördeki pazarlamacılara şimdiden tanıtmaya ve benimsetmeye başladı.
Sesli aramayı benimsemeden önce yapmanız gereken Google’ın mobil uyumlu testine girmek olabilir. Bunu kontrol edebilmeniz için pek çok site ve araç bulunuyor, siteniz için bir proje üretip anahtar kelimeleri hedefleyip ilgili sayfayı seçerek sitenizi gerekli testlerden geçirebilirsiniz. Bu noktada teknik özellikleri göz önünde bulundurup sayfa kullanılabilirliğini gözden geçirmenizde fayda var.
Kullanılabilirliğin yanı sıra bütün kaynaklarınızı kontrol edin ve mobil sitenizin CSS, JavaScript, görsel ve video içeriklerini engellemediğinden emin olun. Ayrıca pek çok mobil Flash’ı desteklemediği için Flash kullanmamayı da düşünebilirsiniz.
Anahtar kelimelere yeni bir bakış açısı
Kullanıcılar klavye aracılığıyla aradıkları kelimeleri ya da içerikleri sesli aramada başka bir şekilde arayabilir. Bilindik bir dil kullanımı yerine doğal sesler ve sorular ortaya çıkabilir. Bu konuda Rank Tracker adlı araç size oldukça yardımcı olabilir.
Sohbet odaklı içerikler
Yazarken belli kalıplar kullanarak yazışıyoruz, öyle değil mi? Ancak işin içine ses girdiğinde işler biraz değişiyor.
SEO uzmanlarına göre ses öne çıktığı an içeriği tekrar tasarlamak gerekiyor. Müşterinizin konuşma tarzını anladıktan sonra daha sağlıklı bir yol izleyebilirsiniz. İkinci olarak, kullanıcılar genellikle acil bir şekilde arama yapma ihtiyacı duydukları için sesli aramayı kullanıyor. Google bu anları “mikro-anlar” olarak adlandırıp 4 farklı çeşitte sınıflandırıyor. 4 çeşit bilmek, gitmek, yapmak ve satın almak eylemlerine odaklı. Müşterilerinizin acil durumda ne sorduklarını araştırıp sorularına göre hızlı cevaplar yaratabilir, SSS sayfası açabilir ya da bu konuya ilişkin sosyal medya gönderileri çıkabilirsiniz.
Konum önemini koruyor
Konum aramaların neredeyse yüzde sekseninde oldukça önemli bir rol oynuyor. Sesli aramaların çoğunun bile konum bazlı olduğunu düşünürsek bu sonuç oldukça normaldir. Konumun önem arz etmesi web sitenizin yerel arama için doğru bir şekilde düzenlenmesi gerektiğini anlamına geliyor.
Web siteniz için Google My Business Page (Google İşletmem Sayfası) açıp açıklama, kategori ve görsel gibi bütün gerekli detayları yükleyerek işe başlayabilirsiniz. Yorumlar da bir o kadar önemlidir. Fotoğraf bölümüne işletmenizi yansıtan ve aynı zamanda profesyonelliğini kuran görseller yüklemeye çalışabilirsiniz.
Son olarak, sesli aramayı şu şekilde özetleyebiliriz: gerçekten çok yakın bir zamanda sanal asistanlar bizim için restoranda yer ayırtabilecek ve hatta bilet satın alma işlemlerimizi bile gerçekleştirebilecek. İstediklerimizin çoğu ise arama aracılığıyla olacak –ki bu da SEO için yeni bir pazar kapısı açıyor olacak. Önümüzdeki dönemde bu konuda nasıl gelişmeler yaşanacağını hep beraber göreceğiz. Yeni gelişmeleri beklerken de gerekli hazırlıkları yapmamızda fayda var.
Kaynak: Bionluk
E-ticaret sistemleri, son yıllarda hızlı bir yükselişe geçen ve büyük bir ivmeyle büyüyen platformların başında gelmektedir. Bu sektöre yönelimin fazla olmasının nedenleri arasında da, sosyal hayatın artık geçmiş dönemlere nazaran daha hızlı bir akışa sahip olması, yoğunluklardan dolayı alışverişlerin daha pratik, hızlı ve kolay olması istenmesi ve bu nedenle kişilerin internet üzerinden, konforlu şekilde alışverişe yönelmesi yer almaktadır. E haliyle bu kadar büyüyen bir sektörde yer almak isteyen pek çok kimse, e-ticaret sistemlerine yönelmekte ve internet mağazalarını açmaktadır. Ancak, bu pastadan kendine bir pay almak isteyen onca site arasından sıyrılıp, başarılı bir e-ticaret sitesine sahip olmak için neler yapılabileceği en önemli sorular arasına girmiştir.
Bir e-ticaret sistemine sahip kişi ya da firmalar, site içeriklerini güçlü tutmanın yanı sıra iyi bir e-ticaret seosuyaptırmak durumundadır. Bu şekilde, site hem Google gözünde daha hızlı, etkin ve alt yapısı dolu şekilde üst sıralara tırmanabilecek hem de geldiği noktayı daha iyi koruyabilecektir.
E-Ticaret Seosu İçin Püf Noktalar
- Yapılacak ilk şey, sitenin içeriğinin güçlü, düzgün ve tertipli olmasını sağlamaktır. Unutulmamalıdır ki, bir mağazaya giren kişi karmakarışık ve aradığını bulamayan bir ortamda olursa alışveriş yapmadan çıkacaktır. Aynı şekilde e-ticaret sitelerinde de kullanıcı deneyimi göz önüne alınarak, kullanıcı odaklı bir site inşaası kurulmalıdır. Anlaşılır, sade, beklenen içeriklere ulaşmayı kolaylaştıracak kategoriler ve menüler sunulmalıdır.
- Blog sitelerinde olduğu gibi, e-ticaret sitelerinde de içerik çok önemlidir. Kategori sayfalarınıza açıklamalar eklemeli, ilgili olduğu anahtar kelimeleri uygun yoğunluğa göre ayarlayarak yazı içerisinde geçirilmesine dikkat edilmelidir. Aynı zamanda ürün açıklamaları yazılmalı ve ürün görselleri mutlaka eklenmelidir.
- Sitenin kullanımını kolaylaştırmak adına fiyat karşılaştırması, ürün inceleme ve karşılaştırılması gibi eklentiler, site özelliği olarak ziyaretçilerinizle buluşturulmalıdır.
- E-ticaret sistemlerini sıfırdan yaptırmak ücret açısından yüksek meblağlara neden olsa da, hazır sistem e-ticaret sitelerine nazaran kendinize ve tabi ki e-ticaret SEO’suna uygun bir yazılım ve sisteme sahip olmak büyük avantajlar getirecektir.
- Meta açıklamaları her sitede olduğu gibi, e-ticaret sitelerinde de oldukça önemlidir. Bu nedenle, meta açıklamaları mutlaka yapılmalıdır. Sade ve anlaşılır, seo odaklı olmasına özen gösterilmelidir.
- Ürünlerinizin fotoğrafları, ürün sayfasında görüntülenecek boyutlara uygun şekilde oranlamalı ve sunucuya o şekilde yüklenmelidir.
- Ürün başlığının seo açısından en önemli parametrelerinden biri olduğu unutulmamalıdır. Hedef odaklı, sizi müşterilerinizin ne şekilde arayıp bulmasını istiyorsanız, o şekilde sade ve gereksiz kelimeden uzak, bağlaç kullanımından kaçınarak, en önemlisi de arama hacmi yüksek kelimeler ile ürün başlıkları yazılmalıdır.
- Ürün açıklaması yapılırken, açıklamanın içerisine ilgili anahtar kelimeler geçirilip linkleme yapılması çok etkilidir. Örneğin ürün ismi ya da kategori ismi makalenin içerisinde geçirildiğinde ana sayfaya linkleme yapılması etkili sonuçlar alınmasına, Google gözünde daha iyi bir pozisyon yakalanmasına yardımcı olacaktır.
Kaynak: Bionluk
Erzincan İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği birliği web site tasarımı ve yönetimi.
Siteye Göz At